20 Şubat 2017 Pazartesi

EVS ile Yurtdışına Çıkma Fırsatı

Herkese uzun bir aradan sonra merhaba!

Yapmış olduğum araştırmalar sonucu EVS hakkında bir çok bilgi edindim ve bu edindiğim bilgileri bir çok arkadaşımın da isteği sonucu sizlerle buradan paylaşmak istedim.

Öncelikle EVS Nedir?
EVS European Voluntary Service'in baş harflerinden oluşan bir kısaltma. Türkçesi ise AGH yani Avrupa Gönüllülük Hareketi.

EVS projeleri 2 haftadan 12 aya kadar yurt dışında gönüllü çalışma gerçekleştirilmekte. Yurt dışına çıkmak için öğrencilerin tercih etmiş olduğu bir çok alternatif mevcut. Work and Travel, Erasmus, Workaway vb. EVS de bunlardan bir tanesi..

Daha çok öğrenciler tercih ettiği için öğrenci kelimesini kullandım yukarda lakin EVS katılımcısı olmak için üniversite öğrencisi olmaya gerek yok. 18 - 30 yaş arası her genç bu projelere katılmaya hak kazanabilir.

Peki bu projelere nasıl başvuru yapılıyor?
EVS Projeleri kapsamında iş ilanı yayınlanır gibi proje ilanları yayınlanıyor. İlanlarda aranan gönüllü profilinden ve gittiğinizde yapacağınız iş tanımlarından bahsediliyor. Bu ilanlara kurumların belirlediği başvuru yolu ile projelere başvurmaya başlıyorsunuz. Projelere başvurmak için öncelikle bir gönderici kuruluşunuzun olması gerekiyor. Bu gönderici kuruluş sizinle gideceğiniz kurum arasındaki yazışmaları tamamlayarak gidiş işlemleriniz konusunda size yardımcı oluyor ve gittikten dönene kadar ki süreçte sizlerle her türlü sorununuzda destekçiniz olarak irtibatta kalıyor. Bir de Europass CV'niz ve bir de ingilizce yazılmış motivasyon mektubunuzun olması gerekiyor.

İlanları gönderici kuruluşunuzun sayfasında yayınlamasıyla da bulup direk gönderici kuruluş aracılığı ile de başvurabilirsiniz ya da kendiniz de bulup gönderici kuruluşunuzun bilgilerini paylaşarak bireysel başvuru da yapabilirsiniz. 

Gönderici kuruluşunuzu seçerken dikkatli olmanız gerekmektedir. Çünkü her kurum gönderici kuruluş olamaz. Gönderici kuruluşlar akreditasyonlarını tamamlamış kurumlar olmalıdır. Bu akreditasyonu sağlayan da Ulusal Ajans'tır. Ulusal Ajans devletin Avrupa Birliği bakanlığının AB Eğitim ve Gençlik Programları çerçevesinde kurulmuş olan ilgili kuruluşudur. Gönderici kuruluşunuzu ulusal ajansın sitesinde yer alan data üzerinden araştırarak seçtikten sonra ilgili projelere başvurunuzda gönderici kuruluşunuzu belirterek başvurunuzu tamamlayabilirsiniz.

Şayet başvurunuz olumlu olursa gitmek için gerekli tüm işlemlerinizi gönderici kuruluşunuz ile irtibata geçerek gerçekleştirmeye başlamak kalıyor sadece... Gitmek için almanız gereken vize işlemleri ücreti, gidiş dönüş uçak bileti masraflarınız, gittiğiniz yerdeki konaklamanız dahil hepsi proje kapsamında karşılanıyor. Bu nedenle sizin için bir masraf da söz konusu olmuyor. Hatta tüm bunların yanında size aylık ortalama 100-150 € civarında bir de cep harçlığı veriliyor. Bu cep harçlığınızın miktarı gideceğiniz ülkenin ekonomik durumuna bağlı olarak değişiyor. Daha fazlası olması da mümkün..

Her şey tamam ve kabul aldığınız projenin ülkesine doğru yola çıktınız ve gideceğiniz yere vardınız... Ne olacak?
İlk olarak gittiğiniz zaman önce size bir süre İngilizce eğitimi veriliyor. Bir yandan da proje kapsamında belirtilmiş olan görevlerinize göre gittiğiniz kurumda çalışmaya başlıyorsunuz. Kurumda çalışmalarınız genelde hafta içi 9-5 gibi saatlerde gerçekleşiyor. Hafta sonları ise tatil oluyor. Ancak dediğim gibi bu bir genelleme.. Proje ilanında bu gibi bilgilere yer veriliyor... Bu hususları dikkatle okumanız gerekmektedir!

Hafta sonlarının tatil olduğu bir projede üstelik haftada max 30-35 saat gibi rahat bir çalışma saatinin bulunması gittiğiniz ülkeyi ve hatta civardaki ülkeleri dahi gezmek için ideal. Bu sayede bir çok yer gezerek farklı yerleri keşfedebilirsiniz.

EVS Projelerinin bir güzel yanı da çok iyi İngilizce bilmeniz gerekmiyor. Hatta bilmeseniz bile olur şayet bilmeden gidenlerin de hikayesini az duymadım... Eğer uzun süreli projeleri tercih ediyorsanız (6 - 12 ay gibi) İngilizceniz bir hayli gelişecektir. Buradaki bir diğer husus da gideceğiniz ülkenin dilinin önemli olmaması... Çünkü bu projelere sizin ülkenizde 1-2 veya 3 kadar kişi alındığı gibi diğer ülkelerden de katılımcılar geliyor... Bu nedenle herkes için ortak dil İngilizce olarak kabul edildiğinden İngilizce konuşmak durumunda kalıyorsunuz ve bu nedenle İngilizceniz gelişmeye başlıyor. Lakin konuşma dili farklı olan bir ülkeye gittiğinizde o ülkenin diline dair de bir şeyler öğrenmeye başlamanız tabi ki muhtemel... İster istemez uzun bir süre orada yaşayınca oranın dilini de öğrenmeye başlayacaksınızdır.

EVS Projelerini seçerken gitmek istediğiniz ülkeyi ve projeyi seçme noktasında gerçekten dikkatli davranmanız gerekiyor. Çünkü uzun dönem EVS 18-30 yaş arasında yalnızca 1 defa yapmaya hakkınızın olduğu bir program. Bir yapan bir kez daha yapamıyor. Kısa dönemi ise 2 defa yapabilirsiniz ya da ilk olarak kısa dönem EVS programına katıldıysanız 1 uzun dönem EVS programına daha katılmaya hak kazanabilirsiniz.

Peki nedir bu Uzun Dönem vs Kısa Dönem?
Kısa dönem EVS Programları 2 hafta ila 2 aylık projeleri kapsamaktadır. Yani 2 aya kadar süren projelere katılmış olduğunuz zaman kısa dönem EVS yapmış oluyorsunuz. Uzun dönem ise 3 ay ile 12 aya kadar gerçekleşen EVS Projeleridir. İster 3 aylık gidin ister 5 ister 10 ister 12...kabul alıp gittiğiniz anda uzun dönem EVS hakkından yararlanmış ve bir daha yararlanmamak üzere EVS defterinizi kapatmış oluyorsunuz. Eğer kısa dönem 2 aylık bir EVS Projesine gittiniz diyelim ki... İşte o zaman size bir EVS projesine daha katılma hakkı tanınıyor. Ancak bir şartla... Toplamda 12 ayı geçmemek üzere yararlanabilirsiniz. Yani 2 Ay gittiyseniz maksimum 10 aylık bir projeye gidebilirsiniz. 1 ay gittiyseniz 11 aylık gibi... Fakat 10 aylık uzun dönem EVS projesine katıldıktan sonra 2 aylık kısa dönem EVS projesine gidemezsiniz. Bir kısa dönem bir de uzun dönem EVS Projesine katılmak istiyorsanız önce mutlaka kısa dönem yapmanız gerekmektedir..

Tüm bu bilgileri edindiğimize göre faydalı linkleri paylaşmak kalıyor geriye...

  • Akreditasyona sahip olan gönderici kuruluşları bulabilmek için: Tıklayınız
  • Ulusal ajansın hazırlamış olduğu 41 Soruda AGH Açıklaması için: Tıklayınız
  • Gönüllü çalışma profili için doğum tarihi uygunluğu için: Tıklayınız
  • Gönüllü hizmetine gidenlerin görüşleri için: Tıklayınız
  • Projelerin en çok yayınladığı ve benim de takip ettiğim (bence) en kullanışlı;
  • 1. Proje paylaşım platformu için: Tıklayınız
  • 2. Web Site için : Tıklayınız

Selamlar,
Sevgiler...

Mutlu.

İletişimde olmak için;

6 Şubat 2017 Pazartesi

YAZ TATİLLERİ NASIL DEĞERLENDİRİLMELİ?

En son yaz tatilini 2013 yazında yapmış biri olarak yazıyorum bu yazımı.

2013 Eylül ayında da üniversiteye başladım zaten...

Kesinlikle pişman değilim öncelikle... Ben yaz aylarında tatile çıkmak yerine staj yapmayı tercih edenlerden oldum. 1.sınıfın ilk yaz tatilinden 3.sınıfın son yaz tatiline kadar... Üstelik bir arkadaşım inatla son yaz tatilin yapma diye baskı yapmış olsa da... 😅

Şimdi ki aklım olsa keşke okulu uzatsaydım da diyorum aslında... Sadece staj değil çünkü yapılması gerekenler, dahası da var ama 4 yılda 3 yaz tatili maalesef yetmiyor!

2 kere girmiş olduğum Erasmus sınavını üst üste kazanamayınca olmayan İngilizce'm ile kırıp dizimi oturmam gerektiğini düşündüm hep. Work and Travel dedikleri şey ise sizden para istiyor her nasılsa. İstediğiniz kadar o parayı geri kazanacağınız gerçeği söylensin. Beni tek kuruş almadan göndermiyor sonuçta yurt dışına. İngilizce yok, para yok... Bir ara bir şekilde para ayarlayıp tur ile 1 haftalığına yurt dışına çıkıp 5 ülke gezdim, ama sadece gezip gördüm şehri o kadar... Ben istiyorum ki oranın kültürünü görüp yaşayayım, hissedeyim, ortak bir dil kullanarak sokaklarında özgürce gezeyim. Tabi burada Bestami'yi anacak elbet herkes. Ne diyordu? Yol açık, yola çık. Ancak benim buna da cesaretim pek olamadı ne yazık ki şu yaşıma kadar. Ama imkanlar bu kadar da sınırlı değildi, yapılabilecek çok şey vardı... Fakat şu aklım başına zamanında gelmedi!

Üniversite yılları geri gelmiyor... Özgürsünüz, rahatsınız her şekilde. Bıktığımız ödevleri, sınavları bile özleyeceğiz biliyorum. Ekmek elden su gölden, ne rahat üniversite... Lakin bu zorlu yola girerken yolun sonunda bizi istediğimiz alanda bir işe sokacak birikimler yapmak istiyoruz illa ki. İşte bu noktada stajlar devreye giriyor. Sonra yetmiyor, soruyorlar sana; sen okul ve iş dışında neler yaptın diye. Gönüllü çalışmalarından bahsediyorsun diz boyu. İngilizceni soruyorlar, yurt dışı deneyimini soruyorlar... Velhasıl kelam kimse sana ders notlarını, ortalamanı, kaç yılda bitirdiğini falan sormuyor.

Şimdi diyorum, keşke daha üniversitenin başındayken bir yurt dışı fırsatı araştırsaydım kendime. Okul mu uzayacaktı, uzasındı. İnanın önemli değil.

Üniversiteyi bitirme aşamasına gelene dek...

Üniversiteyi bitirme aşamasına geldiğinizde önemli olmaya başlıyor artık kararlarınız. Çünkü potansiyel iş durumunuzu da düşünmek durumunda kalıyorsunuz elbet...

Daha vakti olanlar; yurt dışı tecrübesi inanın çok önemli bir şey. Yurt dışında yaşamı deneyimlemek gerçekten harika. Farklı bir kültürü yaşıyor farklı ortamda farklı gençlerle gözlem yapma fırsatı ediniyor ve rekabet ettiğin insanları gözlemliyorsun.

Evet, rekabet!

Çünkü her ülke birbiri ile rekabet ediyor, aynı şirketler gibi... Ülkeye döndüğünüzde çalıştığınız şirkete hizmet ettiğiniz kadar, ülkenize de hizmet ediyorsunuz çünkü. Bu nedenle diğer ülkelerdeki gençlerle de rekabet ediyoruz elbette...

İşte yaz tatilini değerlendirebileceğiniz imkanlar;

  • Staj yapabilirsiniz bir kısa dönem ve bir uzun dönem stajınız mutlaka olsun!
  • Erasmus yapabilirsiniz eğer hali hazırda erasmus sınavını geçecek kadar bir İngilizceniz varsa ve hibe alabiliyorsanız harika! Ancak hibe çıkmazsa ve bunu karşılayacak bütçeniz de yoksa Erasmus + projeleri söz konusu. Yaz döneminizde Erasmus + projeleri ile yurt dışına çıkabilirsiniz. Lakin bunlar da ingilizce bilginiz değerlendirme kriteri olabiliyor.
  • EVS (AGH) kısa dönemi projelerine katılabilirsiniz. Maximum 2 aylık olmalı, çünkü EVS durumu biraz farklı. En güzeli ise EVS Projelerine gitmek için sahip olmanız gereken tek şey motivasyonunuz! İngilizceniz çok da önemli değil.
  • Sivil Toplum Projelerine katılabilirsiniz. Yaz dönemine denk gelen projelere katılmak için zaman yaratabilirsiniz kendinize.
  • İnterRail yapabilirsiniz. Tabi bunun için üniversitede okuyor olmak gerekmiyor. Bunu yaşamınızın her döneminde yapabilirsiniz ki burada laf bana düşmez; söz Bestami Köse'de.
  • TürkiyeRail de yapabilirsiniz tabi kiii. Çünkü bence önce yaşadığı ülkeyi gezip görmeli, bilmeli insan.


Aklıma gelen seçenekler bunlar, dahası da vardır elbet.

Siz de aklınıza gelen sunabileceğiniz fırsatlar olursa yorum bırakabilirsiniz, çok mutlu olurum! 😇

Sevgiyle kalın,

Mutlu.

4 Şubat 2017 Cumartesi

PARAMI YÖNETEBİLİYORUM


Size daha önce yazdığım yazımda Türkiye'nin dört bir köşesinden yüzlerce arkadaşım var demiştim. Nasıl? Ondan bahsedeceğim bu yazımda.

PY yani Paramı Yönetebiliyorum projesi ile aslında üniversite 2. sınıftayken tanışmıştım. Ancak bu projede eğitmen olmaya başlamam 2016 yılının Eylül ayına dayanıyor. Paramı Yönetebiliyorum projesi Habitat Derneği, Kalkınma Bakanlığı, Visa Europe ve UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) ortaklığında hayata geçirilmiş bir proje. Burada amaç gençlerin finansal okuryazarlık oranının arttırılmasına katkıda bulunmak.

Ben de bu güzel aileye bir kaç ay önce girdim aslında. Ama sanki senelerdir bu ailenin bir parçasıymışım gibi hissediyorum. Eğitmen eğitiminde tanıdığım insanlar, koordinasyon toplantısında tanıştığım benden önceki ve sonraki diğer tüm eğitmenler... Gerçekten bir aile sıcaklığı var. Sadece 4 gün beraber olduğun insanlarla kendini kardeşmişcesine yakın hissedebiliyorsan, onlarla halaya durup, penguen dansına varana kadar oynayıp, roman havası ile karşılıklı göbek atabiliyorsan dahası ne olsun ki?

İşte bunun sebebi herkesin yüreğinin gönüllülükle atıyor olması diye düşünüyorum. Bir insanın gönlünün güzelliği yüzüne de yansır iletişimine de. İşte bunca güzel insanın tek bir yerde toplanması sonucu böyle bir sıcaklığı, samimiyeti, mutluluğu ta içinde hissediyorsun. Daha ilk gün tanışmış olduğun oda arkadaşınla saatlerce etrafı gezip güle eğlene fotoğraf çekebiliyorsun mesela. 4 günün sonunda sarılmadığım, veda etmediğim biri kaldı mı acaba diye düşünüyorsun yol boyunca. Bir daha ne zaman görüşeceğiz acaba deyip koordinasyon toplantısına gün saymaya başlayabiliyorsun heyecanla. Koordinasyon toplantısında 200 tane PY'ci ile bir araya gelip ailenin tanımadığın diğer üyeleri ile tanışıp yine aynı duyguları onlar için de hissedebiliyorsun tabi ki de!

Sonra Ali'yi ve onunla bütünleşen AT'ı, şiirleri ve Hasan'ı, kraliçeyle Hande'yi, kahve fincanı ile Kazım'ı, uğur böceği ile Uğurcan'ı, Kuşadası denince Afrodisias'ı ve tabi ki gece ekibini, Adana ve Sosyal Medya deyince tabi kii Ekrem'i ve Recep'i "A" deyince 1'e-4 ekibi ve daha buraya yazsam roman olacak kadar bir çok kişiyi hatırlayıp tüm bunların anlamının içinde kahkahalarla gülerek büyük bir sevinç ve mutlulukla kaleme dökmenin heyecanını yaşıyorsun işte burada!

Ben de işte bu sıcacık aileden bahsedip projemizi tanıtmak istedim bu yazımda. Bu projenin eğitmenlerinden biriyim anladığınız gibi. Kendi üniversitemde güz döneminde bir eğitim düzenledim. Bunu bahar döneminde de tekrar etme niyetindeyim. Eğitimin tarih ve saatini buradan da sizlere duyurmuş olurum tabi ki.

Bu proje sayesinde verdiğimiz Bireyler İçin Finansal Okur-Yazarlık eğitimlerinde 5 lirayı da 5bin lirayı da nasıl yönetmemiz gerektiğinden bahsediyoruz sizlere. Bir de bu eğitime katıldığınıza dair bir belge alıyorsunuz bizden. Sonrası tabi size kalmış. Anlatılanlar uygulandığı sürece, hem kendinize hem de Türkiye'ye katkı sağlayacağınız bir eğitim söz konusu... Çünkü;

paranızı yönetmek demek, hayatınızı yönetmek demek..
Güzel hayatların sağladığı huzur ve mutluluk da cabası.

Bu eğitimler gönüllük çerçevesinde gerçekleşiyor. Yani herhangi bir ücret söz konusu değil. Liselere MEB onaylı izin yazımızla eğitime gidebiliyoruz. Yani MEB de bizim kolaylaştırıcı ortaklarımızdan. Üniversitelerde kulüpler sayesinde eğitimler verebiliyoruz. Burada kulüpler de bize kolaylaştırıcı olarak hem kendilerine hem de katılımcılara faydayı ulaştırmamız konusunda kontak oluyorlar. Öğrenci olmayan yetişkinler için de eğitim ayarlayabiliyoruz tabi ki! :)

Eğitim talebinde bulunmak isterseniz; mutlunogay@gmail.com adresinden benimle iletişime geçebilirsiniz, Türkiye'nin her neresinde olursanız olun!

Ve tabi ki projemizin sosyal medya hesaplarını da paylaşmadan yazımızı sonlandırmıyoruz;
facebook.com/paramiyonetebiliyorum
twitter.com/paraniyonet

Unutmadan! Eğer siz de bu güzel aileye katılmak ve gönüllü eğitmen olmak isterseniz; habitatdernegi.org sitesinden ve sosyal medya hesaplarından eğitmen eğitimlerini ve diğer projelerimizi takip edebilirsiniz...

Sorularınız olursa mail atabilirsiniz, sosyal medya hesaplarımdan da bana ulaşabilirsiniz.
facebook.com/mutluunogay
twitter.com/mutluunogay

Hepinize kucak dolusu sevgiler,
Görüşmek dileğiyle,

Mutlu.

2 Şubat 2017 Perşembe

ÜNİVERSİTEDE İLK YILIM NASIL GEÇTİ?



Üniversite 1.sınıftayım. 😋

Bir yandan çalışıyorum, bir yandan okul var. Bir tek pazartesi günleri işe gitmiyorum, çünkü o gün sabah 10 akşam 18 dersim var. Diğer günler ya sabahtan öğlene kadar ya öğlenden akşama kadar ders programımın durumuna göre okul iş arası mekik dokuyorum. Hafta sonu denen bir şey yok, çünkü hafta sonu da çalışıyorum tabi ki. Sabah 8 akşam 20 arası mesai. Daha burs başvuruları yapıyorum işte ama hepsi yeni yılda açıklanacak. Ya çıkmazsa diyorsun...

Bir gün bir ürünün fiyatını sormak için yöneldiğimiz kitabevinin camında gördüğüm iş ilanı ile bir heves girdim sordum... Aslında aklımda da yoktu iş aramak falan. Ders programımdan bahsettim. Tamam dediler, salı günü gelir başlarsın. Bir anda oldu bitti. Eve geldim annem hayır canım da olmaz da ne gerek var da neresiymiş orası da... İlk bir şaşırdı, hemen sorgulamalara başladı. Sonra neyse tamam dedik salı günü başladım...

Peki sadece bu kadar mı? Aralık ayına kadar aldığım paraları biriktiriyorum, harcamıyorum. Yol ve yemekhanedeki yemek param çıksın kafi. Zaten öğlenleri dükkana yemek geliyor, para ödemiyorsun. Ders notlarına ve okul kitaplarına dünyanın parasını harcıyorsun tabi ilk yılın verdiği saflıkla, neyse, ondan bahsetmek istemiyorum.... İçimde bir yara...

Derken, biriktirdiğim paralar ile olmayan İngilizcem için bir kursa yazılmaya karar verdim, yazıldım da... Bendeki tempo bu şekilde; okul-iş-kurs. Hafta içi her gün akşam 19-22 arası kurs var. İşle de anlaştık, Akşam 7'ye çeyrek kala, çıkıyorum işten, kursa geçiyorum. Böyle yoğun bir hayat işte...

(Ama siz siz olun üniversitede 1'de ingilizce kursuna gitmeyin.)

Neyse dedim ya 1.sınıftayım... Nerede ne var her şeyi öğrenmek istiyorum. Sonra bir kız geldi kürsüye çıktı; arkadaşlar MUN diye bir şey var. Başladı anlatmaya... MUN yani Model United Nations. Türkçesi; Model Birleşmiş Milletler. Biz dedi bunun kulübünü okulumuzda kurmak istiyoruz. Destek olmak isteyen var mı?

Bir de pazarlıyor tabi kulüp kurmanın ne demek olduğunu, arkadaşlar CV'nize yazarsınız da şöyle katkısı olur da falan da filan da... Bu kızdan da nefret ediyorum o aralar. Hiç hoşlanmıyorum falan. Sonra hatun en yakın arkadaşlarım listesine nasıl girdi onu da anlatacağım. Ama hala nefretimiz baki... 😇😅

Neyse, çok uzattım ama ben bu yoğunluk arasında atladım bir de buna. Noldu, tabi ders programı sebebiyle akşam yapılan kulüp toplantıları ve akşam yetişmem gereken ingilizce kursumun ders programı. Bocaladım baya... Ama olay da çok hoşuma gitti aşırı ilgimi çekiyor. İçinde bulunmak istiyorum. Gel zaman git zaman olmadı tabi... Doğru düzgün yer alamadığım IUMUNC'nin sene sonunda yapılan ilk MUN konferansında yer almak yerine stajımı tercih ettim ve gitmedim. Ama IUMUN'un da kattığı çok güzel şeyler oldu tabi ki hayatıma...

Burs başvuruları yaptım demiştim. Son dakika bir şekilde Türk Eğitim Vakfı bursuna hak kazandım. Her şey güzel, 400 TL burs alıyorsun. Harika. KYK daha önce açıklanmıştı. Babam işsiz o zamanlar, ama ona rağmen çıkmadı burs. Algılayamıyorsun tabi. O çıkmadıysa hiç biri çıkmaz derken, TEV yüzüme güldü neyse ki. Sonra TEV'in staj ayarladığını duydum bursiyerlerine, ben de istiyorum diye form gönderdim. Tabi 1.sınıf olduğum için dışardan bir kuruma staja gönderilemedim ama, yaz için gel burda staj yap dediler ve çok güzel bir ailenin içinde buldum kendimi...

Yazı beklemeden başladım ben çalışmaya. Cuma günleri dersim yoktu okulda. Her Cuma vakfa gidiyordum. Gönüllü olarak çalışmaya başladım ve benden önce başlamış olan bir kız arkadaşım daha vardı. Mart 2014'de de ben dahil oldum işte bu aileye... Yaz stajımı da belirttiğim gibi ilk olarak orada yaptım, ancak o yıl TEV için çok güzel hareketlenmeler de başlıyordu aslında.... Güzel bir ailenin mimarlarına dahil olduk sanırım sevgili Feyza'yla...

Derken, derken, derken... İşte böyle geçti gitti ilk senem.

Şu anlattığım şeyler beni o kadar geliştirdi ve değiştirdi ki... Keşke lise yıllarında da yapabildiğim daha aktif olabileceğim şeyleri farkına varabilseymişim diyorum hep....

Ama demek istediğim şey şu ki; iyi ki böyle dolu dolu bir yıl yaşamışım. Bir şeyler yapmak için siz de asla üşenmeyin! Üniversite yılları hayatınızda yaşamanız gereken en verimli yıllar olacaktır inanın. Ve nasıl başlarsanız öyle devam edecektir...

Boşuna dememiş Cemal Süreya; Hayat kısa, kuşlar uçuyor...

Herkese sevgiler,

Mutlu.